Üç senaryo düşünün.
Bir çocuğun lisede ilk günü, öğle yemeğini yiyor.
Yakın zamanlarda sevgilisinden ayrılmış bir adam yılbaşında geri sayımı tek başına yapıyor.
Bir mahkum tek başına hücresinde tecrit ediliyor.
Bu tamamen farklı deneyimleri ortak noktada buluşturan şey evrensel yalnızlık duygusudur.
İnanılmaz derecede sosyal bir varlık olarak insan, sosyal çevre oluşturmaya itilir. Doğuştan gelen bu davranış bir grupta güvende hissetmemizi, daha az zaman harcayarak gıdalardan daha fazla enerji elde etmenizi, hayatta kalma şansı yüksek sağlıklı yavrulara sahip olmamızı sağlar. Sosyal izolasyon ve reddedilmenin -dışlanmış ve yalnız hissetme- güçlü kaçınma duygularını ve ilerleyen vakalarda mental ve fiziksel hastalıkları tetiklemesi şaşırtıcı değildir.
Sinirbilim araştırmacıları yıllardır sinirsel ödül devresinin sosyal etkileşimle ilgisini araştırdı. Sevdiğiniz insanların etrafında olduğunuzda hissettiğiniz rahatlık beynin ödül merkezinde (ventral tegmental are, kısaca VTA) dopamin salgılayan sinir hücrelerinin ateşlenmesinden kaynaklanır.
Peki yalnızlık sırasında beyinde ne olur? Beynin ödül merkezi (VTA) hala duruma müdahil midir? Nöral devrenin bize yaptığı çağrı, yalnızlığın derin uçurumundan korunaklı sosyal ilişkilere sıçramak mı?
Cell dergisinde 2016 yılında yayınlanan bir çalışma; arkadaşları olmadan hayatta kalamayan bir başka türün yardımı ile bu soruların üzerine gitti; fareler.
EVET, BAZI NÖRONLAR YALNIZLIĞI HİSSEDEBİLİR
Yalnızlık duygusunu incelemek için MIT ve Imperial College London‘ da Matthews, Nieh ve arkadaşları farelerde davranış ödüllendirmesinde yer alan dopaminerjik nöronları yeşil floresan proteini (GFP) yöntemiyle işaretlediler. Deneyde bir grup fare sosyal etkileşim yaparken diğer grup 24 saat sosyal izolasyonda tutuldu. Fare beyninden iki alanda dopaminerjik nöronlarının faaliyetlerini gözlemlediler:
(1) Dopaminerjik nöronların çoğunu barındırdığı iyi bilinen VTA içinde.
(2) Oldukça az çalışılmış, sadece bir kaç dopaminerjik nöron içeren dorsal raphe çekirdeği (DRN) olarak bilinen beyin bölgesinde.
VTA bölgeleri karşılaştırıldığında tecrit edilen grup ile sosyal etkileşimde olan diğer grubun dopaminerjik nöronlarlarında fizyolojik olarak fark görülmedi.
Buna karşın tecrit edilen farelerin DRN bölgesinde dopaminerjik nöronlarının sinaptik kuvveti sosyal farelere oranla artış gösterdi. Başka bir deyişle; sinapslar yalnızlığa yanıt olarak daha güçlü hale geldi. Bu deneyin sonuçları, DRN nöronları tarafından yalnızlığın algılandığını ve sinapslarını güçlendirdiğini ortaya koydu.
İZOLASYON SONRASI YENİDEN SOSYAL BAĞ KURMAK NÖRONAL AKTİVİTEYİ ARTIRIR
Kemirgenlerde ve insanlarda kısa süreli bir yalnızlık, bireyi topluma yeniden dönmenin bir yolunu bulması için motive eder. Bu kavram sosyal dönüş (social rebound) olarak bilinir. Bir başka deneyde, floresan kalsiyum belirteci nöral aktiviteyi gözlemlemek için DRN nöronlarına gönderildi. Farelerdeki sosyal dönüşü taklit için, izole edilmiş bir farenin, başka bir sosyal fare ile sosyal etkileşim kurması sağlandı. Tecrit edilmiş olan farenin DRN bölgesindeki dopaminerjik nöron faaliyeti, sosyal farelere göre önemli oranla artış gösterdi. Bu sonuçlara göre DRN bölgesinin izolasyon sırasında yalnızlığı hissetmekle kalmayıp ayrıca sosyal dönüş sırasında aktive olduğu gösterildi.
DENEYSEL AÇIDAN YALNIZLIK AÇILIP KAPATILABİLİR
Bu çalışma farelerde sosyal davranışın (sosyal izolasyon ve sosyal dönüş) DRN bölgesinde nöronal durumu modüle edebildiğini gösterdi. Eğer yalnızlık sonrası sosyal motivasyonun anahtarı DRN nöronları ise, o halde temelde bu bölgenin sinirsel aktivitesinin artması farelerin daha sosyal olmasını sağlamalıdır. Bu hipotezi test etmek için araştırmacılar DRN bölgesindeki dopaminerjik nöronları optogenetik yöntem ile manipüle ettiler. “Channelrhodopsin” denilen protein DRN nöronlarına eklendi ve mavi ışık ile aktive edildiler. DRN nöronları uyarıldığında, fareler sosyal aktivitelere eğilim gösterdi. Diğer taraftan, DRN nöronlarının baskılanması ile fareler sosyal tecrit dönemlerinden sonra tekrar sosyalleşemediler; yalnız kalmayı seçtiler. Araştırmacılar bu sebeple, DRN bölgesinin dopaminerjik nöronlarının sosyal davranışı motive ettiği sonucuna vardı.
BİR İNSANIN SOSYAL DURUMUNU DEŞİFRE ETMEK ZORDUR.
Bu sonuç, insan davranışlarını nasıl açıklar? Komplike bir tür olduğumuz bilinen bir gerçek. Bir kişi sosyal davranışı pek çok dosta sahip olmakla açıklarken, başka birisi bir kaç yakın arkadaşa sahip olmaktan memnun. Ayrıca toplumdaki sosyal rütbeleri algılama şeklimiz izolasyona bakış açımızı değiştirebilir. Bu nedenle yalnızlık insanlarda subjektif bir deneyimdir, kemirgen deneylerinde olduğu gibi kolaylıkla deşifre edilemez. İnsan sosyal karmaşası tam olarak bilinmese de, bu çalışma nöral temelde sosyal davranışların biyolojisine ışık tutmaktadır.