Bazı sorular sadece bilimle araştırılamaz. Paralel evrenler gibi bilinç de doğrudan gözlenebilir, ölçülebilir ya da deneyimlenebilir değildir. Rene Descartes‘in meşhur sözündeki gibi:
Düşünüyorum, öyleyse varım.
Bu söz kişinin sadece kendi bilincinin kesinliğine emin olmasının bir ifadesidir. Arkadaşlarınızın ve komşularımızın da sizin gibi kişisel ve içsel deneyimleri olduğunu kabul edersiniz. Ancak bu kişilerin insanmış gibi davranan ve bilinçli deneyim sahibi olmayan zihinsiz birer robot olup olmadıklarını asla bilemezsiniz.
Bu epistemolojik engeli aşmak imkansız olduğundan çoğumuz kendi dışımızdaki insanların da bilinç sahibi olduğu ve bize benzer deneyimler yaşadığı önkabulüyle hareket ederiz. Bu aksiyomu kabul edersek anlamlı sorular sorabiliriz:
- Hangi beyin yapıları bilinçten sorumlu?
- Neden bilinç çok fazla bilgi içerdigi halde tek bir şeymiş gibi görünür?
- Bilinç epilepsi nöbetleri sırasında neden ortadan kaybolur?
- Neden büyük beyincik hasarları bile bilince çok az zarar verir?
Sinirbilimci Giulio Tononi bu sorulara “bilgi teorisi” çerçevesinde yanıt verebileceğimiz bir sistem geliştirdi. Bu bağlamda bilgi belirsizliğin indirgenmesidir, pek çok muhtemel durumda değişkenlerin değerini bilmektir. “Entegre Bilgi Teorisi” (Integrated Information Theory, IIT) olarak bilinen teori bilinci “parçalarına indirgenemeyecek kadar yüksek düzeyde farklılaşmış bir sisteme entegre olmuş bilgi” olarak tanımlar. Serebral korteks bilgiyi entegre etmede ve farklılaştırmada büyük bir kapasiteye sahiptir, bu mimari onu bilinç için uygun bir yapı haline getirir. Entegre etme ve farklılaştırma arasındaki denge “phi” olarak bilinir, bu bir gün beynin ya da bir başka ağın bilincini tahmin etmede kullanılabilecek bir nicelik olabilir.
Olası sistem durumlarının repertuarı azaldığında bilince ne olur? Bir epilepsi nöbeti sırasında pekçok sinir hücresi hipersenkronize olur, aynı anda ateşlenir. Bu hücrelerin olası iki durumu vardır: ateşlemek ya da ateşlememek. Bu tarzda bir hipersenkronite devasa ve yavaş EEG dalgalarına sebep olur. Devasa beyin dalgaları yüksek bir bilinç düzeyine mi sebep olur? Hayır. Tam aksine epilepsi hastaları nöbetler sırasında bilinçlerini yitirirler, çünkü olası beyin durumlarının repertuarı azalmıştır, bu durum bilince daha az bilgi entegre olmasına neden olur.
Sistemin entegrasyonu azalırsa bilince ne olur? Bilinç bir beyindeki sinir hücrelerinin sayısı ile doğru orantılı mıdır? Beyincik denen beyin bölgesini düşünelim, bu bölge beyindeki sinir hücrelerinin çoğunun bulunduğu yerdir. Bu bölgede oluşan bir hasar koordinasyon ve denge dahil birçok motor fonksiyonumuzu bozar. Bilinç ise etkilenmeden kalır. Neden? Beyincik doğrudan ileri besleme devrelerinden oluşmuştur: Sinir hücreleri gruplar arasında çok az bağlantı kurarak devam ederler. Olası durum sayısı yüksek olduğundan beyincikteki bilgi bağımsız modüllere indirgenebilir, bilince entegre edilebilecek çok az bilgi kalır.
“Entegre Bilgi Teorisi” beynin bilinci nasıl oluşturduğunu açıklar gibi görünüyor, ancak bazıları bu gizemli fenomenin “neden” oluştuğunu açıklamadığı için buna itiraz edebilir. Ancak herhangi bir şeyin nedenini gerçekten biliyor muyuz? Kütle neden eylemsizdir? Neden zıt kutuplar birbirini çeker? Richard Feynman‘dan alıntılamak gerekirse:
Bazıları diyor ki ‘Bilmeden nasıl yaşayabiliyorsun? Ne demek istediklerini bilmiyorum. Ben hep bilmeden yaşıyorum. Böylesi daha kolay. Bilenler nasıl biliyor, ben bunu bilmek isterdim.
Makale ilk olarak 4 Mart 2015 tarihinde KnowingNeurons.com sitesinde “Ghost in the Machine: The Neuroscience of Consciousness” başlığıyla yayınlanmış olup NöroBlog’un Knowing Neurons ile yaptığı işbirliği çerçevesinde Türkçeleştirilmiştir.
Anasayfamızdan daha fazla sinirbilim yazısına ulaşabilir, podcast ve videolarımıza erişebilirsiniz.