Lumateperon: Yeni Bir Antipsikotik İlaç FDA Onayı Aldı

Okuma Süresi 2 Dakika
Lumateperon ilacının kimyasal yapısı (Kaynak: Wikimedia Commons)

Dirençli depresyonlarda ketamin kullanımının olumlu etkilerinin kanıtlanıp, gündelik tedavi rejimlerine dahil olmasının ardından umut verici bir haber de antipsikotik ajanlar tarafından geldi. 2007 yılından beri klinik çalışmaları yapılan lumateperon ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA’in onayını aldı.

Antipsikotikler ya da bir diğer adıyla nöroleptik ilaçlar, adından da anlaşılabileceği gibi asıl olarak psikozları yani hezeyan, varsanı, düşünce bulanıklığı ve paranoya bulgularıyla kendini gösteren şizofreni ve benzeri psikiyatrik rahatsızlıkları tedavi amaçlı kullanılan ilaçlardır. Uzmanlar duruma göre bu ilaçları bipolar bozukluk, depresyon, uyku bozukluğu vb. durumlarda da tek başlarına ya da diğer ilaçlarla kombine bir şekilde kullanabilmektedirler.

Antipsikotik ilaçlar nasıl çalışır?

Beynin mezolimbik sistemindeki aşırı dopamin salınımını engelleyen bu ilaçlar, düzenli kullanıldıkları sürece etkin bir biçimde psikotik deneyimlerin yeniden ortaya çıkmasına engel olurlar. Bu sayede hastalar günlük yaşantılarına sorunsuzca tekrar katılabilme imkânı bulmuş olurlar. 1950’li yıllardan itibaren tedavi rejimlerine yerleşen antipsikotikler, birinci ve ikinci jenerasyon, diğer adlarıyla tipik ve atipik antipsikotikler olarak ikiye ayrılırlar. Tipik antipsikotikler kendi aralarında kimyasal yapılarına göre gruplandırılırken, günümüzde psikotik hastalıkların uzun süreli tedavisinde daha çok kullanılan atipik antipsikotikler farmakolojik etkilerine göre (beyindeki nörotransmitterleri hangi düzeyde etkilediklerine göre) gruplandırılırlar.  

Antipsikotik ilaçlarla tedavide yan etkilerin kontrolü önemli

Psikotik hastalıkların tedavisinde ilaca düzenli ve doktorun önerdiği şekilde devam etmek çok önemli bir yer tutuyor. Hastalar iyileşme hali gerçekleştikten sonra ilaca artık ihtiyaçlarının kalmadığını düşünerek ilacı kendi kendilerine kesebiliyorlar. Bu da haliyle hastalığın hastalığın tekrarlamasına sebep oluyor. Hastaların ilaçlarını terk etmelerinin bir başka sık sebebi ise yan etkiler. Her hastada görülmese de, bazı kişilerde görülmesi muhtemel olan uykululuk hali, baş dönmesi, kilo alımı, ağız kuruluğu, prolaktin hormonu yüksekliği ve daha çok ilk jenerasyon antipsikotiklerde görülen ekstrapiramidal yan etkiler (titreme ve kramp tarzında hareket bozuklukları) hastaların ilaçlara devam etmemesine neden olabiliyor. Hekimler bu muhtemel yan etkileri bildiklerinden periyodik görüşmeler ve kan tahlilleriyle hastaları takip ederler. Bu sebeplerden dolayı hekimlerin yeni ilaçlardan beklentisi daha önceki ilaçlar kadar etkili olurken, daha da az yan etkiye sahip olmalarıdır.

Yeni Bir Antipsikotik İlaç: Lumateperon (Caplyta®)

2 farklı plasebo kontrollü çalışmada antipsikotik etkinliği istatistiki olarak ispatlanan lumateperon; etkinliğini serotonerjik, dopaminerjik ve glutamaterjik sistemler üzerinden gösteriyor. Bu yeni etken maddenin öne çıkan en önemli özelliği ise yan etkilerinin güncel olarak şizofreni tedavisinde kullanılan ajanlara kıyasla daha az olması. Mevcut kullandığı antipsikotik ilacı lumateperon ile değiştirilen ve 1 yıl boyunca izlenen hastalarda kötü kolesterol olarak bilinen LDL-Kolesterol, toplam kolesterol, serum prolaktin seviyesi ve vücut ağırlığı anlamlı derecede düşmüş. Bu özellikleriyle lumateperon istenmeyen yan etkilerin gözlemlendiği hasta grubuna bir tedavi alternatifi olmaya aday gözüküyor.

Bristol Myers şirketi tarafından üretilen ilaç Caplyta® adıyla 2020’nin ilkbaharında piyasaya sürülecek. Bu yeni ilacın şizofreni dışında majör depresyon ve bipolar depresyonu gibi psikiyatrik, ya da demansa bağlı davranış değişiklikleri gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde yeri olup olmayacağına dair araştırmalar ise hala devam ediyor.

Yazan: Mert Levent Barut
Düzenleyen: Onur Arpat

Kaynaklar ve ileri okuma:

Drugs.com Caplyta

MDMAG Safety and Efficacy of Lumateperone for Schizophrenia